Nar tanesinin ekşiye dönüşmesi

 

Nar ekşisi bana göre evde yapılan sosların en orijinali ve en değerlisi. Orijinali çünkü, ancak geleneksel yöntemlerle yapıldığında gerçek tadına ulaşılabiliyor. Değerlisi çünkü, kilosu 1 liraya alınan nardan, litresi 80- 100 liraya satılan bir ürün haline geliyor. Değerinin bu kadar artması, yapım aşamasında harcanan emekle ilgili. 25-30 kilo nar için bile en az iki gün uğraşmak gerekiyor ki, sonunda en fazla 2 litre nar ekşisi çıkacaktır. Ve verdiği lezzet, salatalara, yemeklere kattığı tadı başka şeylerde bulmak zordur.

Narlar olduğunda içimi bir sevinç kaplıyor. Çünkü kış (ve gelecek yaz) için yapacağım son hazırlık nar ekşisidir artık. Sanki son baharın finali… Acelem varsa Ekim ayı sonlarında çarşıdan pazardan alırım. Ya da bu işin menbaası Dalyan’daki nar halinden. Acelem yoksa, illa ki bir komşu bahçeden bir kaç kasa nar elime geçer. Bu sene öyle oldu. Yakın köyden bir tanıdığın narı çokmuş, gidip topladım. Okumaya devam et Nar tanesinin ekşiye dönüşmesi

Kış yiyeceklerinin çekiciliği

Kışlık yiyecekler olarak adlandırılan hazırlıkların aslında geleneksel söylem olmasından başka bir anlamı yoktur. Çünkü bazı kış sebzeleri de, yazın yenmek üzere dondurulabiliyor. Ya da hiç kış olmayan yerlerde her mevsim bu tür yiyecekleri tüketmek de mümkün. Dolayısıyla geniş bir yelpazesi olan “kış yiyecekleri” söylemini mevsim dışı yiyecek hazırlığı demek daha doğru olabilir.

Bu hazırlıkları gereksiz uğraş, boşa giden zaman gibi gereksiz görmek de mümkün. Bana göre ise yapmak için bir çok neden var. Birincisi, mevsimi dışında, olabildiğince sağlıklı gıdaları kendi lezzetiyle tüketmek. İkincisi, üretim yapma hazzını yaşamak. Üçüncüsü, elimin altında her an her şeyi yapacak malzemeleri bulundurma imkanı. Dördüncüsü, “emeklilik” boş zamanımı keyif aldığım bir işte harcamak. Ve beşincisi, mutfak merakı; bunun nedenleri ayrı bir yazı konusu. Velhasıl temiz yapıldığı, doğru korunduğu, kullanma aşamasında gerekli kontrol yapıldığı sürece yapılmasında fayda var. Hele bu ürünlerin en azından bir kısmını kendi toprağınızda yetiştirme imkanı varsa bu daha da sağlıklı bir durum.

Bu yazımızda kendi yaptığım hazırlıkları esas alarak, bu yiyeceklerin kategorilerini ve kullanım yerlerini özetlemek istiyorum. Okumaya devam et Kış yiyeceklerinin çekiciliği

Cacığın tadı tarife dahildir

Yine hazır yaz mevsimindeyken, hazır sebze bolluğundayken cacık sorunsalına girmeyi kendime borç bildim. Çünkü yıl olmuş 2017 Ağustos’u hala cacığı sulandırılmış yoğurda hıyar doğramak bilenler var. Ve sadece adı cacık diye, küçümseyip baştan savma yapanlar var. Cacığın önemsizliği bilinç altlarına o kadar yerleşmiş ki, acaba başka nasıl yaparım diye, “google amca”ya sorma gereği bile duyulmuyor. Oysa orada da gayet farklı ve güzel tarifler var. Bu gidişe “dur” demenin zamanı geldi. Bu tarifi yazarken, basit bir tarif yapıyormuş gibi kendimi küçümsemeyeceğim, tevazu göstermeyeceğim.

Cacığınızı yaparken, tuz miktarına karışmam, sarımsağı rendeler misiniz, havanda mı döverseniz, bıçakla tahtada ezer misiniz, yoksa marifetli ellerinizle lime lime doğrar mısınız? Buna da karışmam. Amaaa, hıyarları nasıl doğrayacağınıza, yoğurdun kıvamına, diğer uyumlu tatlandırıcıların neler olabileceğine ve sunumuna karışırım. Yaz tazeliğindeki hıyarlardan aynı cacığı kış boyunca da nasıl yiyebileceğiniz tavsiyemi yaparım ve gerisini yine size bırakırım. Okumaya devam et Cacığın tadı tarife dahildir

Mangal söndüren salatası

Bu salatanın tarifini yazan kişi değil de, okuyan kişi olsaydım aklıma şu gelirdi; “mangalın yanında yapılan salata bitmemiş, mangal sonrası kalan ateşi söndürmek için kullanılan salata artığı…” Hayır! Salataya verdiğim ismin nedeni bu değil. Bu tarif, mangalda pişen etlerin bir adım önüne geçen bir salatanın tarifi. Okumaya devam et Mangal söndüren salatası

Artık bamyayı çok seviyorum yemeği

“Vay efendim ben bamya sevmem”, “vay efendim ben pırasa sevmem”, “vay efendim ben kereviz sevmem” diyenlere sözüm. Ben de derdim bir zamanlar; sonra anladım ki, beğenilmeyecek sebze yoktur, sadece doğru yapılmayan yemekler vardır. Doğru yapanlara denk geldiğim için artık seviyorum bu yemekleri.

İyi pırasa nasıl yapılır, iyi kereviz nasıl yapılır bu tarifimizin konusu değil. Konumuz, “ben kesinlikle bamya sevmem” diyenlere, bamya nasıl sevdirilir. Hatta “ben artık bamyayı çok seviyorum” nasıl söyletilir? Okumaya devam et Artık bamyayı çok seviyorum yemeği

Yoğurtlu semizotu mezesi

Google amcaya bu isimde bir şey sorsanız, size cevap veremez. Ya da, “semizotu salamurası” diye konservesinin tariflerini teklif  eder. Bu öyle bir tarif değil. “Taze semizotunun, sarımsaklı yoğurda karıştırdık mı, al sana yoğurtlu semizotu mezesi” tarifi de değil bu. Bir çeşit salamura yaparak, semizotunun mevsimi dışında da tüketilebilecek farklı bir lezzetin tarifini vereceğim. Buluş anneme aittir ve otun yöresel adı pirpirimdir.

Tam bu dönem (Mayıs-Haziran) semizotunun çarşıda pazarda çok olduğu bir dönemdir. Mümkünse deli semizotu denilen, biraz daha koyu yeşil ve küçük yapraklı olan, bazı bahçe ve tarlalarda kendiliğinden ve arsızca yetişen türünden yapılması daha iyi olur. Bulamadıysanız elinize ne geçtiyse onunla yapın. Okumaya devam et Yoğurtlu semizotu mezesi