
Günlerdir Muğla’nın Ula ilçesine bağlı sakin kent Akyaka’ya ayılar indiği konuşuluyor. Önce, Akyaka’nın hemen yanındaki ormanlık alandaki bin arı kovanını parçalayıp, bir de arıcıya saldıran ayılar, geçtiğimiz günlerde yeniden görüldüler. Üstelik burası, antik Karia Yolu’nun Akyaka-Kuyucak arası işaretli yolunun tam yanında bir yer.
Yakın arkadaşlarım Uğur ve Recep, yanlarında bir de köpekleri olduğu halde ormana çintar toplamaya giderler. Yerleşim yerinden hemen sonraki orman yolundan devam edip, bir patikaya girerler. Orada her zaman bildikleri altı biraz oyuk büyük kayaya yaklaştıklarında bir ses duyarlar. Önce gök gürültüsü zannederler, ama sesin kayanın olduğu taraftan geldiğini fark edince, önündeki çam ağacının yanından kafasını çıkartmış ayıyı görürler. Şaşkınlıklarını üzerilerinden atamayan Uğur ve Recep, önce geri geri bir kaç adım atarlar, sonra yüz geri edip topuklayarak, soluğu Akyaka’da alırlar. Neyse ki, yanlarındaki köpek hiç havlamaz ve onlarla birlikte ayının olduğu yerden uzaklaşır. Üstelik burası, Karia Yolu’nun Akyaka-Kuyucak işaretli yolunun tam yanında bir yer.
Olay sonrası durumu Akyaka muhtarına anlatırlar. Hem arı kovanları ve arıcı olayı, hem de Uğur ve Recep’in başına gelenlerden sonra, Akyaka’lılar orman içine yürüyüş yaparken epey tedirgin olurlar. Hatta bazıları kapıdan dışarı çıkamaz olur.
Olayı başka bir arkadaşımdan ilk duyduğum da, “Olurmu ya, Uğur’la Recep’le dalga geçmek için söylemişlerdir” diye ciddiye almadım. Ta ki geçen hafta sonu yaptığımız doğa yürüyüşünde Recep’le karşılaşıncaya kadar! Recep anlatılan her şeyi doğruladı. Bunun üzerine Uğur’u arayıp, ondan da bilgileri aldım. Merak konusu olan, bu ayılar Akyaka’ya nasıl geldi? Önce Akyaka muhtarını aradım. Muhtar her iki olayı da öğrenince, Ula Kaymakamına gidip durumu anlatmış. Kaymakam, ayıları Orman Bakanlığı’na bağlı, Doğal Hayatı Koruma birimlerince bırakılmış olabileceğini ve araştıracağını söylemiş. Ama henüz bir gelişme olmamış.
Bunun üzerine basında çıkan bir haber daha dikkatimi çekti; “Köyceğiz’in Yangı Köyü’nde sürülerine saldıran kurt ve çakallardan şikayetçi çobanlar” isyan ediyormuş. İsyan etme sebepleri ise, kurt ve çakalların yaban hayatı koruma adında o bölgeye bırakılması. Yaban hayatın korunması, ayıların, kurtların, çakalların ait oldukları yerlerde yaşamaları elbette anlaşılabilir şeydi. Ama onların rastgele doğaya bırakılabileceği fikri ya çok yanlıştı, ya da gerçekçi değildi.
Doğa tüm canlılara ait, tabii ki, her canlının yaşama hakkına sahip çıkmak gerekiyor. Ama bir taraftan, devlet eliyle insanlar, doğayı katlederken diğer canlıların yaşam alanına saldıracaklar, diğer taraftan, aynı devlet doğal hayatı koruma adı altında insanların ve evcil hayvanların yaşadığı alanların yakınlarına ayılar, kurtlar, çakallar bırakacak. Bu durumda insanlara yaban hayvanlarını öldürme hakkı verilmiş oluyor mu? Kendini koruma adı altında ayıların, kurtların, çakalların öldürülmesi meşrulaştırılmıyor mu? Eğer böyleyse, bir çeşit iç savaşa çanak tutmak değil mi? Bir süre sonra avcılar bu hayvanları öldürmeye başlarsa bunun sorumlusu kim olacak?
Tam bunları yazmaya karar vermişken, işin aslını öğrenmek için gerçek muhataplara ulaşmaya karar verdim. Biraz araştırınca anladım ki, bu işle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Avcılık ve Yabani Hayat Şube Müdürlüğü ilgileniyor. Türkiye belli bölgelere ayrılmış, Aydın, İzmir, Manisa ve Muğla bölgesine 4. Bölge bakıyor. Telefonla ulaştığım şube Müdürü Hasan Paşalı’ya, hem Akyaka’daki ayı olaylarını hem de, Köyceğiz’deki kurt ve çakal saldırılarını anlattım ve onların böyle bir uygulaması olup, olmadığını sordum. Şube Müdürü, bölgelerinde sadece, keklik ve ala geyik hayvanlarının, korumalı ormanlık alanlara tasmalı ve takip edilmek üzere cipli bırakıldığını, bunu dışında hiç bir yabani hayvanın, doğaya bırakılmadığını ve bunun kesin olduğunu söyledi. Kendileri dışında böyle bir şeyi yapacak başka bir kurum olmadığını da belirtti. Yaşanan olaylarla ilgili kendilerine gelmiş herhangi bir şikayet ya da başvuru olmadığını, ilk kez benden duyduğunu da ekledi Hasan bey. Hatta ayı görme olayını yaşayan arkadaşımla da telefonda görüşmekten memnuniyet duyacağını söyledi.
Cittaslow (sakin kent) Akyaka’daki son durum böyle. Ayılar gerçekten bırakıldı mı, bırakıldıysa Akyaka’ya mı bırakıldı yoksa başka yerlere bırakılan ayılar sonradan mı Akyaka’ya geldi, bu ayılar hâlâ yaşıyor mu, yaşıyorlarsa hem onların hem de diğer canlıların hayatlarını korumak adına nasıl bir tedbir alınacak? Bunların cevabını ve yeni gelişmeleri bekleyerek göreceğiz. Umarız bu ayılara, evcil hayvanlara ve insanlara bir zarar gelmeden bu iş çözülür. Yoğun bir insan nüfusundan dolayı sakin kentliği artık sadece kağıt üzerinde kalmış Akyaka, bir de böyle sorunla karşılaşmaz.
Not: Başlıktaki ayı fotoğrafı, 2016 yılında Sarıkamış ve Şavşat’a bırakılan boz ayılara aittir.
30 Ocak 2019
Teşekkürler Hüseyin. Ben de işin aslını merak ediyordum, aydınlandım.??
Ne demek efenim, Bilgilendirmek görevimiz. 😀